16 Şubat’ta sona eren 2025 Münih Güvenlik Konferansı (MSC), küresel güvenlik politikalarının belirlenmesinde kritik bir platform olmaya devam etti. Daha önceki köşe yazımda, Münih Güvenlik Konferansı’nın tarihçesine ve bu yılın açılış günündeki tartışmalara yer vermiştim. Bu yazıda ise konferansın sonuçlarını ve öne çıkan açıklamaları ele alarak, dünyanın yeni güvenlik denklemine ışık tutacağım.
NATO’nun Birliği ve Avrupa’nın Geleceği
Konferansta en çok tartışılan konulardan biri, NATO’nun iç dinamikleri ve Avrupa’nın savunma politikalarıydı. Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, ABD hükümetinden farklı tonlar duyduğunu belirterek, “Bugün ,ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve ABD Başkanı’nın Ukrayna özel temsilci Keith Kellogg ile görüştüm ve tamamen farklı bir ton duydum” ifadelerini kullandı. Baerbock’un, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve özel temsilci Keith Kellogg ile yaptığı görüşmelerden aktardıkları, NATO’nun birliğinin sorgulanmaması gerektiğini vurguluyordu. Ancak ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’in konuşmaları, bu görüşle tam anlamıyla örtüşmüyordu.
CDU lideri Friedrich Merz ise Ukrayna konusunda ateşkes çağrısında bulunarak, “Rusya ile görüşmeler başlamadan önce Ukrayna’da ateşkes sağlanmalıdır” dedi. Merz’in bu çağrısı, Avrupa’nın Rusya ile diplomasiye ne kadar hazır olduğu sorusunu bir kez daha gündeme getirdi. Ancak Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, “Ukrayna arkamızdan yapılan bir anlaşmayı asla kabul etmeyecektir” diyerek, Ukrayna’nın sahada güçlü bir konumda olması gerektiğini vurguladı.
Avrupa’nın Ukrayna Barışı İçin Acil Toplantısı
ABD’nin Ukrayna barış görüşmelerinde Avrupa’yı devre dışı bırakma planları kıtada diplomatik bir kriz havası yarattı. Bu gelişmeler karşısında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa’nın ortak bir mesaj oluşturması için Paris’te acil bir zirve düzenledi. Almanya, Fransa, Polonya, İngiltere, İspanya ve İtalya’dan oluşan Weimar+ ülkelerinin yanı sıra, İskandinav ve Baltık ülkelerini temsilen Danimarka da toplantıya davet edildi. Böylece Finlandiya dolaylı olarak toplantıya katılım sağlamış oldu. AB Dış Politika Temsilcisi Kaja Kallas ve NATO Genel Sekreteri Mark Rutte de toplantıya katılacaklarını bildirdi. Zirvede Avrupa’nın Ukrayna’daki barış sürecine dair ortak bir vizyon oluşturması hedeflenirken, ABD’nin Suudi Arabistan’da Rusya temsilcileriyle barış görüşmelerine başlama planı, Avrupalı liderler açısından yeni bir belirsizlik unsuru yaratıyor.
Finlandiya’nın Net Mesajı ve Stubb’un Açıklamaları
Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb, Avrupa’nın kendi geleceğini şekillendirmesi gerektiğine dair net bir mesaj verdi. Stubb’un konuşmasında Finlandiya’nın güvenlik politikalarına verdiği önem ve NATO içindeki duruşu dikkat çekti. Özellikle Rusya-Ukrayna savaşı bağlamında Finlandiya’nın savunma stratejisi ve NATO’nun kuzey kanadındaki rolü de gündemdeydi. Stubb, “Bunu sadece Fin olduğum için söylemiyorum ama Avrupa’da daha az konuşup daha çok şey yapmamız gerektiğini düşünüyorum” dedi. Cevap salondakileri hem güldürdü hem de alkışlattı. Stubb, Finlerin zor durumlarda bile soğukkanlı, sakin ve soğukkanlı kalmayı başardıklarını belirterek yanıtını şöyle sürdürdü: “Önce soğuka gideceğiz. Daha sonra saunaya gidiyoruz. Orada oturup nasıl hareket etmemiz gerektiğini düşünüyoruz.” Diyerek yapılması gerekenleri Finlandiya kültürünün bir parçası olan sauna kültüründen örneklendirerek anlattı.
Panelin sonunda etkinlik moderatörü Jamil Anderlini, ABD’nin Avrupa’yı terk etmesi durumunda Çin’in alternatif olup olamayacağını katılımcılara sordu .Stubb soruya hemen olumsuz cevap verdi ve sorunun tamamını yüksek sesle düşündü.
– Bence bu soru tamamen saçma. Özür dilerim, dedi Stubb.
Stubb’ın konuşması büyük alkış aldı.
Türkiye’nin Çok Yönlü Diplomasisi: Hakan Fidan’ın Rolü
Konferansın önemli konuşmalarından biri de Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a aitti. Fidan, Almanya’nın Münih kentinde düzenlenen 61. Münih Güvenlik Konferansı’nın “Şam için Yeni Şafak: Suriye’de Geçiş Süreci İçin Beklentiler” panelinde konuştu. Bölge ülkelerinin Suriye konusunda fikir birliği içinde olduğuna dikkati çeken Fidan, “Bu ilkeler şunlar; komşu ülkelere yönelik tehdit görmek istemiyoruz. Terörizmin gelişmesini ve kendine zemin bulmasını istemiyoruz. Azınlıkların kötü muamele görmesini istemiyoruz. Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve siyasi egemenliğinin sağlanmasını istiyoruz. Kapsayıcı bir yönetim görmek istiyoruz.” değerlendirmesinde bulundu. Fidan, Türkiye’nin hem NATO müttefiki olarak hem de bölgesel bir güç olarak çok yönlü diplomasi yürüttüğünü vurguladı. Türkiye’nin, Ukrayna’daki savaşı sona erdirmek için diplomatik yolları zorlamaya devam edeceğini belirtti. Ayrıca Türkiye’nin Orta Doğu, Kafkasya ve Karadeniz’de üstlendiği arabuluculuk rolünün altını çizdi. Bu açıklamalar, Türkiye’nin küresel güvenlik politikalarındaki konumunu bir kez daha ortaya koydu.
Suudi Arabistan’ın Barış Zirvesine Yeşil Işık Yakması
Suudi Arabistan, Rusya ve Ukrayna arasındaki barış görüşmelerine ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu duyurdu. Ancak bu açıklama, konferans sırasında yapılmadı; Suudi Arabistan, sosyal medya platformu X üzerinden bu niyetini açıkladı. ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya Başkanı Vladimir Putin ile Suudi Arabistan’da bir araya geleceğini duyurması, küresel dengelerde yeni bir sürecin başlayabileceğinin sinyallerini verdi. Ancak zirvenin ne zaman ve nasıl gerçekleşeceğine dair henüz net bir bilgi bulunmuyor.
2025 Münih Güvenlik Konferansı, transatlantik ilişkilerin, Avrupa’nın güvenlik politikalarının ve küresel diplomasi girişimlerinin en sıcak şekilde tartışıldığı bir platform oldu. Avrupa’nın kendi güvenliğini şekillendirme çabaları, ABD’den gelen farklı tonlar, Ukrayna meselesi ve Türkiye gibi ülkelerin oynadığı roller bu yılın en dikkat çeken başlıkları arasında yer aldı. Konferans, dünyada artan güvenlik tehditlerine karşı ülkelerin nasıl bir strateji izleyeceği konusunda fikir verdi. Ancak görünen o ki, Avrupa ve NATO için en büyük sınav, kendi içlerinde bir bütünlük sağlayıp sağlayamayacakları olacak. Önümüzdeki süreçte, bu tartışmaların nasıl şekilleneceğini ve dünya sahnesinde nasıl bir etki yaratacağını yakından takip edeceğiz…
