NEDEN DÜNYA İNSANİ DEĞERLER SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI KOORDİNASYON MERKEZİ KURMAK ZORUNDAYIZ.!!!

İnsanlığın doğuşundan itibaren başlayan doğal ve insan kaynaklı afetler, savaşlar
günümüzde artarak devam etmektedir Daha çok para kazanma hırsı ile kaynakların bilinçsiz
kullanımı, dünyanın yaşlanması, insan eliyle doğal afetlerin önlenemez şekilde meydana
gelmeye başlaması gibi nedenler afetler ve krizlerin sayılarını, zararlarını ve yıkıcı etkilerini
çoğaltmaktadır. Yapılan araştırmalarda sadece 20. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren yaşanan
kaydedilmiş afetlerin sayısında % 250, etkilenen insanların sayısında % 500 ve afetlerin
toplam maliyetlerinde ise % 1500 artış görülmektedir. Bu durum bizlere gelecekte afetlerin,
savaş, terör ve krizlerin çoğalacağını ve insanlığın daha fazla zarar göreceğini göstermektedir.
Meydana gelen afetlerde, savaşlarda ve krizlerde başta müdahale çalışmaları, sağlık,
beslenme ve barınma olmak üzere dünyanın her yerinde resmi görevli ve yerel güçlerin
yanında STK’ların da kişilerin ve toplumların ihtiyacını karşılamak için çalışmalara katıldığı
görülmektedir. Her türlü afet, savaş ve kriz öncesi, sırası ve sonrası çalışmalara istekli bir
şekilde katılmakta olan STK’ların bu desteği, heyecanı, uzmanlığı ve sahip oldukları nitelikli
insan gücü ile pratik çözüm çabaları afet ve acil durum hizmetlerine önemli katkılar
sağlamaktadır. Ülkemiz ile Türk ve İslam ülkelerindeki bir çok STK’nın hem yurt içinde hem
de yurt dışında yaptığı başarılı çalışmalar göz önüne alındığında STK’lar önemli bir paydaş
olarak karşımıza çıkmaktadır.
Afet ve kriz sayılarının ve çeşitlerinin arttığı bir dünyada, Türk ve İslam dünyasında
yaşanan afetlerde ve krizlerde (doğal, teknolojik, insan) can kayıplarının çok arttığı,
hasarların büyük boyutlara ulaştığı bu alanlardaki hizmetlerin yerine getirilmesinde ortak bir
plan çerçevesinde olaya müdahil olunamayışı, uyum içerisinde bütünlüğün sağlanamaması,
afet ve krizlerin etkilerini önleme çalışmalarına yeterince katılım sağlanamaması önemli bir
boşluk karşımıza çıkmaktadır.
Bütünleşik bir yapıya sahip bilgi çağı, toplumu ve küreselleşme olgularının temel
dinamiklerini göz önüne alan Türk ve İslam dünyası ile insanlığın içinde bulunduğu olumsuz
durumlardan en az hasarla atlatılması için modern bir afet ve kriz yönetim yapılanmasına ve
ilgili STK’ların kayıt alına alınıp faaliyetlere dahil edilmesine ihtiyaç duyulmaktadır
İnsani yardım (barınma, beslenme, sağlık vb.) ve arama kurtarma gibi afet
faaliyetlerinde, afet ve kriz öncesi, sırası ve sonrası için Türkiye’nin bilgi ve tecrübesi ile ortak ve benzer insani kültürlerle işbirliği yapılarak bölgesel bir model ve ortak olacağı
açıktır.

  1. yüzyıl ile birlikte değişen dünya koşulları sonucu kapalı bir ülke konumundaki
    ülkemiz küresel değişen dünya düzeninin de zorlaması ile birlikte “bende varım” “benimde
    iddialarım ve hedeflerim var” demeye başlaması neticesinde uluslararası arenada daha fazla
    varlık göstermeye başlamış bulunmaktadır.
    Artık, STK’ların katkılarıyla ülkemiz “tarihi takip eden değil tarihi sürükleyen ve
    yönlendiren güçlü bir aktöre” ve “bekleyen Türkiye’den çağrılan, beklenen aranılan ve
    danışılan Türkiye’ye” .yeniden dönüşmektedir.
    Uluslararası insani yardım ve iyileştirme çalışmaları ile ülkemiz dünyada ve gönül
    coğrafyalarımızda yumuşak insani gücü ile her geçen gün daha fazla kendini göstermekte ve
    ağırlığını hissettirmektedir. Yapılan insani yardım, iyileştirme ve kalkındırma destek
    faaliyetleri ile ülkemiz savaş, afet, terör ve insani krizler alanında zor durumdaki ülkelerin ve
    az gelişmiş ülkelerin ilk aradığı ve yardım talep ettiği, umut bağladığı ülke konumuna gelmiş
    bulunmaktadır.
    Bu yüzden globalleşen dünyada Türk STK’larının ve Devletin gelişimi ve işbirliği ile
    dünyadaki değişimlerden bağımsız olamayacağı anlayışıyla diğer ülkelerdeki iyi
    uygulamaların da örnek alınarak işbirliği kültürünü zenginleştirmek gerekmektedir. Bu
    bağlamda Türk sivil toplumunun ve Devletinin bilgi ve tecrübelerini bazı toplumlara
    aktarmaması da düşünülemez. Bunun gerçekleşmesi için küreselleşme karşısında Türk ve
    diğer ülke STK’larının ortak amaç ve yardımlaşma için ortak bir politika ve karşılıklı işbirliği
    anlayışı geliştirilmelidir.
    Belirlenecek politika doğrultusunda, hizmetlerin tek merkezden etkin ve hızlı bir
    şekilde yürütülebilmesi ve STK’ların standardizasyonunun sağlanabilmesı için STK’ların
    sınıflandırılması, imkan ve kabiliyetlerinin tespiti yapılması, kayıt altına alınarak uygunluk ve
    çalışabilirlik belgesi verilmesi, işbirliği ve koordinasyonu yürütecek bir merkezin Ankara
    veya uygun bulunacak bir şehirde kurulması gerekmektedir.
    Belirlenecek politikada; Afet ve Acil Durum Yönetiminde uluslararası düzeyde
    model alınabilecek iyi bir koordinasyon merkezi olabilmek için, afet ve acil durumlarda
    paydaş olarak yer alan STK’ların bu hizmetlere katılım düzeyini, etkisini ve verimliliğini
    artırmak ve gönüllülük sistemini yaygınlaştırmak ana hedefler olmalıdır. Bütünleşik afet
    yönetiminin her aşamasında önemli bir yer tutmakta olan STK’ların afet yönetiminde görev
    alan ilgili ülkelerle olan ilişkilerinin geliştirilmesi, afet yönetimi ve ortak dil ile ortak

mevzuattaki yerlerinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu amaçla afetler konusunda çalışmalar
yapan STK’lar arasında da belirli standart ve kapasite ile bu işi yapacakların belirlenmesi ve
sahadaki ortaklaşa çalışmaların ortak politika kapsamında teşvik edilerek desteklenmesi
gerekmektedir.
Öte yandan bu merkezin yönlendirmesi ile STK ve gönüllüğe kabul edilen kişiler ile
kuruluşların personeline yönelik düzenlenecek eğitimlerin nerede, kimler tarafından verileceği
belirlenmeli, eğitim programları standart hale getirilmeli, eğitmenlerin sertifikasyona tabi
tutulması ve eğitici sayısının artırılması için gerekli çalışmalar yapılmalı, eğitimler ulusal,
bölgesel ve yerel düzeyde düzenlenmeli, aksaklık ve eksikliklerin tespit edilmesi için yerel,
bölgesel ve ulusal düzeyde tatbikatlar icra edilmelidir. Ayrıca eğitimlerin sürekliliğinin ve
güncelliğinin sağlanması. gibi hususlarda ilgili ülkeler tarafından kabul edilecek şekilde idari
ve teknik düzenlemeler de yapılmalıdır.
Günümüzde de ülkemizin STK’ları destekleyerek diğer ülkelerin STK’ları ile ortak
amaç doğrultusunda birleşerek işbirliği ve yardımlaşmayı sağlaması insanlık için önemli bir
katma değer oluşturacaktır. Bu da insani değerler üzerine kurulu olan medeniyetimizin kalıcı
izlerinin kiyamete kadar dünya üzerinde izinin kalmasını sağlayacaktır.
Tüm bu yazılanların gerçekleşebilmesi için Cumhurbaşkanlığı bünyesinde Dünya
İnsani Değerler Sivil Toplum Kuruluşları Koordinasyon Merkezi oluşturulması
zorunluluğu doğmaktadır.
Bu merkez krizin/afetin genel kabul görmüş ilkeleri dikkate alınarak ülkemizde ve ilgili
ülkelerde bulunan bilgi ve tecrübenin yanı sıra diğer kesimlerin iştiraki ile ortak akılla oluşan
bu ilkeler doğrultusunda tasarlanması, dünyamızın kriz, afet ve acil durum halleri gözünün
alındığında mümkün olan kısa sürede kalıcı olarak kurulması gereklidir.
Bu sayede herhangi bir afet, acil durum veya kriz anında; çok sayıda ilgili birim ve
kuruluşa yol gösteren, uyaran, bunları genel bir plan ve ortak ilkeler etrafında yeterince üst
düzeyde ve yaptırım gücüyle, sivil toplum kuruluşları arasında işbirliği ve yardımlaşmanın
sağlanması yanında, olay bölgesinin ihtiyaçlarını organize ederek bölgeye sorunsuz şekilde en
kısa sürede gönderilmesi sağlanacaktır.
Kurulan bu merkez kendilerine verilen görev, hizmet ve faaliyetlere ilişkin gerekli
planlama, teşkilatlanma ve diğer hazırlıklarını yaparak yeterli sayıda personel ile 24 saat
esasına göre çalışmalı ve afetlere yönelik destek sağlamak için yeterli kaynak gücüne sahip
olmalıdır.Ayrıca, afet ve acil durum yönetim merkezlerinde çalışacak personelin karar alma,
bilgi ve yeteneklerinin geliştirilmesi yanında, afet ve kriz yönetimi ve koordinasyon esasları,
olay yeri yönetimi, saha koordinasyonu, afet durumlarında medya ve iletişim konularında
akademik eğitim almaları ve bu aşamalardan geçen personelin akredite edilmesi de önemli bir
konudur.
Türk ve İslam Dünyası STK Koordinasyon Merkezinin kurulması ile akredite edilmiş
STK’lar arasında ortak mevzuat, ortak dil (müdahale ve insanı yardım uygulamaları) ve ortak
hareket birliği sağlanmış olacaktır.
Türk ve İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Koordinasyon Merkezi ile dünyadaki
kriz ve acil durumlarda, insani ve kültürel değerlerin korunması, ortak gelecek ve kalkınma
projeleri ve ortak insani değer ve bilinçlenme için Türk ve İslam coğrafyası ve insanlığın
ortak faydasına çalışacak dünyadaki STK’ ların sistematik bir biçimde ortak gayeler
çerçevesinde yapılacak yardımlaşma, koordinasyon, işbirliği, ortak projelerin yönlendirilmesi
ve daha etkili insani operasyon sonuçlarına ulaşılması sağlanabilecektir.
Dünyadaki sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu farklı birlik, federasyon ve
organizasyonlar bulunmakla birlikte ortak devlet aklının geri planda yönlendirmesinde
olacak böyle bir yapının bulunması ülkemiz açısından önemli faydalar sağlayacaktır.
STK’ların mevcut kapasite ve imkânlarının bilinmesi, yapılacak yardım ve hizmetlerin
daha verimli kullanılmasına vesile olacaktır. Bu merkezde istihbarat kuruluşlarımızdan
konuyla ilgili uzmanların devamlı surette bulunması hizmetlerin sağlıklı bir şekilde
yürütülmesine neden olacaktır.
STK’ların kayıt altına alınması sonrası imkan ve kabiliyetler ortaya çıkacak, hizmetlerin
etkin ve ekonomik kullanılması sağlanacaktır. Büyük ölçekli olaylarda resmi ve yerel güçlerin
yanında STK’ların da katılması olayın etkilerinin en az hasarla atlatılmasını sağlayacaktır.
Devlet aklının yol göstericiliği ve liderliğinde yapılacak hizmetler ile bilgi ve tecrübe
paylaşımı gönül elçilerinin çoğalmasına neden olacaktır. Ayrıca, lobiciliğe ve ülke tanıtımı
için kaynak harcamaya ihtiyaç kalmayacaktır.
STK’ların birleşen gücü ile toplanan mali kaynakların bütünleşik bir şekilde harcanacak
olması, yönetimde verimlilik, hız, etkinlik ve kaynakların ekonomik kullanılmasını
sağlayacaktır. Ortak insani değerler kapsamında sadece ülkemizin değil insani değerlerin

savunuculuğunu yapan dünya çapındaki tüm sivil toplum kuruluşlarının gücünün ortak
değerler etrafında toplanması sağlanarak etki alanının artırılması sağlanmış olacaktır.
Tüm bu yapılanma neticesinde ülkemiz, insani değerlerin dünyadaki ortak tek ve
vazgeçilmez sesi ve temsilcisi olarak uluslararası arenada ağırlığını daha fazla hissettirecektir.
Böylelikle dünyadaki diğer ülkeler ülkemizin bu kararlı ve insani ortak değerler gücü
karşısında hesaplarını tekrar gözden geçirmek ve göz ardı edilemeyecek bu güce göre hareket
noktalarını tekrar belirlemek durumunda kalacaklardır.

Yıldırım GÜVEN
AFAD Uzmanı

Kaynak İdarecinin Sesi 194 Sayıda Yayınlanmış yazısıdır…

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*