Türk-Fin Dostluk Derneği olarak, topluluğumuza duyurmaktan büyük onur duyduğumuz anlamlı bir bağışı sizlerle paylaşmak istiyoruz. Bu bağış, sadece bir kitap koleksiyonundan ibaret değil; aynı zamanda iki millet arasındaki köklü dostluk ve kültürel mirasın canlı bir yansımasıdır.
Helena (Türk ismi Lale) Özyılmaz Hanım, 1950-1980 yılları arasında Türkiye’de yaşadığı dönemde yanından ayırmadığı Fince kitapları, Finlandiya’daki arkadaşlarıyla paylaştığı kartpostallar ve dönemin gazeteleriyle birlikte, Türkiye’den ayrılırken 2012 yılında bu kıymetli hatıraları bir arkadaşına emanet etti. Bu koleksiyon, Finlandiya ile Türkiye arasında kültürel köprüler kuran, farklı kültürlerin bir araya gelmesinin ve birbirini anlamasının ne kadar önemli olduğunu gösteren semboller haline geldi.
Helena Hanım’ın yakın arkadaşı, bu eşyaların manevi değerini göz önünde bulundurarak, onları büyük bir titizlikle korumuştur. Nihayet, bu değerli koleksiyonun yeni nesillerle buluşması ve Finlandiya-Türkiye dostluğunun güçlenmesine katkıda bulunması amacıyla derneğimize bağışlama kararı almıştır. Bu vesileyle, bağışçımıza, bu kıymetli kitapları, kartpostalları ve gazeteleri bizlerle paylaşma cömertliğinden ötürü en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Bu bağış, Türk-Fin Dostluk Derneği için büyük bir anlam taşımaktadır. Yıllardır kültürel mirasın korunması ve dostluk köprülerinin güçlendirilmesi adına gerçekleştirdiğimiz çalışmaların bir parçası olarak, geçmişten günümüze uzanan bu değerli koleksiyonu da aynı titizlikle koruyacak ve yeni nesillerin hizmetine sunacağız. Bu vesileyle, kültürel alışverişin ve dostluğun gücünü bir kez daha vurgulamaktan gurur duyuyoruz.
Özellikle bu vesileyle belirtmek isteriz ki, Helena Hanım ve merhum eşi Orhan Bey’in Rezan isminde bir kızları olduğunu öğrendik. Eğer Rezan Hanım bu mesajı görüyorsa ya da hakkında bilgi sahibi olanlar varsa, derneğimizle iletişime geçmelerini rica ediyoruz. Annesinden kalan tabloların hala bağışçımız tarafından özenle saklandığını ve kendisine bir emanet olarak teslim edilmek istendiğini bildirmek isteriz.
Bu hikaye yalnızca kitaplarla ilgili değil; dostluğun gücü, kültürel alışverişin önemi ve zamanın ötesine geçen bir mirasla ilgilidir. Topluluğumuzu, bu hikayeyi paylaşmaya, Rezan Hanım hakkında bilgi sahibi olanların bizimle iletişime geçmesine ve bu güzel cömertlik ve özen hikayesini kutlamaya davet ediyoruz.
Birlikte, Helena Hanım’ın mirasının ve arkadaşının nezaketinin daha birçok kişiye ilham vermesini sağlayabiliriz.
Ramazan Cem Karamustafaoğlu
Türk-Fin Dostluk Kültür ve Dil İşbirliğini Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi
Bir yanıt bırakın