unutulmadı.
Demokrasiyi postallarıyla çiğnediler. Hakları gasbettiler. Hafızalardan silinmeyecek izler bıraktılar. “Bin yıl sürecek” dendi ama öyle olmadı.
1995 genel seçimlerinde Refah Partisi sandıktan birinci parti çıktı. Refah-Yol hükümetine giden süreç hızlandı. Artık Necmettin Erbakan’a Başbakanlık yolu açılmıştı.
Üniversitelerde başörtüsü zulmü
Seçim sonrası Erbakan ve Refah Partisi için kolay olmadı. Artık en çok duyulan kelime irticaydı. Fişlemeler yapılıyor, başörtülü öğrenciler okullara alınmıyor, ikna odalarında aşağılanıyordu.
Darbeciler doğrudan silah yerine medyayı bir silah olarak kullandı. Aczimendiler, Fadime Şahin ve Müslüm Gündüz olayları kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Başbakanlık Konutu’ndaki iftar ve Sincan’daki Kudüs gecesi, darbe heveslilerinin iştahını kabarttı.
Dönemin en uzun MGK toplantısı yapıldı
Tarihe geçen o kritik Milli Güvenlik Kurulu’ndan 24 gün önce Sincan sokaklarına 20 tank 15 zırhlı araç çıkarıldı. Demokrasiye balans ayarı yapmışlardı kendilerince. Tankların sesi artık darbenin ayak sesleriydi.
Sürece adını veren toplantı, 28 Şubat 1997’de Çankaya Köşkü’nde yapıldı. Toplantı 8 saat 45 dakika sürdü. Necmettin Erbakan, Başbakanlıktan istifa etti. Ardından Refah Partisi kapatıldı.
Erbakan ve bazı parti yöneticilerine siyaset yasağı konuldu. Türkiye, milletin oyuyla seçilmiş başörtülü milletvekilinin Meclis’ten nasıl kovulduğuna şahit oldu.
Erdoğan, okuduğu şiir nedeniyle hapis yattı
Dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, okuduğu şiir nedeniyle hapis yattı. Erdoğan’ın Pınarhisar Cezaevi’nde kurduğu “Bu şarkı burada bitmez çünkü biz bir maraton koşucusuyuz “cümlesi ise artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının ipuçlarını veriyordu.
İkna odaları, üniversitelerde ve kamu kurumlarında yaşanan mağduriyetler… Tüm bunlar, yıllarca çözüm bekleyen en önemli sorunlar olarak ülke gündemini işgal etti. Başörtüsü yasağı AK Parti döneminde kaldırıldı. Çağ dışı yasak nedeniyle işinden ve eğitiminden olanlara hakları verildi.
Bir yanıt bırakın