Kırşehir’in Kaman ilçesinde bulunan Kalehöyük, yalnızca bir arkeolojik kazı alanı değil; tarihin, doğanın ve insan emeğinin iç içe geçtiği bir kültürel miras noktasıdır. Burada gerçekleştirilen kazılar, binlerce yıllık geçmişin izlerini gün yüzüne çıkarırken, yanında yer alan Japon Bahçesi ise doğu ve batı estetiğinin uyumunu gözler önüne seriyor.
Japonya Ortadoğu Kültür Merkezi Başkanı ve Kaman Kalehöyük Kazı Heyeti Şeref Başkanı Prens Takahito Mikasa’nın girişimleriyle 31 Mayıs 1986’da başlatılan kazılar, bugün Dr. Sachihiro Omura’nın başkanlığında devam etmektedir. Yapılan çalışmalarda Osmanlı Dönemi’nden Demir Çağı’na, Orta ve Geç Bronz Çağı’ndan Erken Bronz Çağı’na kadar uzanan dört ana kültür katmanı tespit edilmiştir. Asur Ticaret Kolonileri Çağı’na ait buluntularla birlikte, eski ve geç Hitit, eski ve geç Frig evrelerine ait yerleşim izleri de ortaya çıkarılmıştır. Her bir katman, Anadolu’nun farklı dönemlerini aydınlatırken, bölgenin ne denli önemli bir ticaret ve kültür merkezi olduğunu bir kez daha kanıtlamaktadır.
Kalehöyük’te yürütülen kazılar sadece bilimsel bir araştırma değil, aynı zamanda yerel halkın da sürece katılımını sağlayan bir sosyal proje niteliği taşımaktadır. İlk yıllarda, çevre köylerden gelen gençler kazı alanında harçlıklarını çıkarmak için çalışırken, zamanla buranın bir parçası olmuş ve kazı ekibinde yer alacak kadar uzmanlaşmışlardır. Bugün, bu bölgenin insanları kendi topraklarında bulunan tarihî mirasa sahip çıkıyor, kazı alanının korunmasına ve araştırmaların sürdürülmesine katkı sağlıyorlar. Dr. Sachihiro Omura’nın bu sürece öncülük etmesi, kazı alanının sadece bilim insanlarına değil, halkın her kesimine hitap eden bir merkez hâline gelmesine olanak tanımıştır.
Kaman Kalehöyük Arkeoloji Müzesi, Japonya Hükümetinin kültüre verdiği destek çerçevesinde, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na 436 Milyon Yen hibe edilerek inşa edilmiştir. 11 Temmuz 2010 tarihinde, “2010 Türkiye’de Japonya Yılı” etkinlikleri kapsamında gerçekleşen açılış törenine Altes Prens Tomohito Mikasa, Altes Prenses Akiko ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay gibi önemli isimler katılmıştır.
Kazı alanının hemen yanında bulunan ve Kaman-Kalehöyük Japon Anadolu Arkeoloji Enstitüsü Bahçesi olarak adlandırılan Japon Bahçesi ise doğanın sadeliği ile tarihin derinliğini bir araya getiren özel bir alan olarak dikkat çekmektedir. Dünyada Japonya dışındaki en büyük Japon Bahçesi olma özelliğine sahip olan bu alan, Japonya Ortadoğu Kültür Merkezi tarafından tasarlanmış ve burada geleneksel Japon peyzaj mimarisinin en güzel örnekleri uygulanmıştır. Japonya’da bir bahçenin “Japon Bahçesi” olarak kabul edilebilmesi için genellikle 100-150 yıllık bir geçmişe sahip olması gerektiği düşünülür. Ancak, Anadolu’da, aslına uygun bir biçimde inşa edilmiş böyle bir bahçenin bulunması, Japon kültürüne duyulan saygının ve iki ülke arasındaki dostluğun en güzel göstergelerinden biridir. Burası, sadece estetik bir alan değil, aynı zamanda kültürel etkileşimin, ortak geçmişin ve karşılıklı anlayışın simgesidir.
Bahçede Japon kiraz ağaçları olan sakuralar, kızıl akçaağaçlar, karaçamlar, selvi ağaçları, erguvanlar ve ginkgo biloba gibi özel bitki türleri yer almaktadır. Doğal taş köprüler, su havuzları ve geleneksel Japon peyzaj öğeleriyle bütünleşen bu alan, ziyaretçilerine dinginlik sunarken, aynı zamanda doğanın bir parçası olma hissini yaşatmaktadır.
Kazılardan elde edilen buluntular arasında Geç Demir Çağı’na ait pişmiş toprak seramik parçaları, minyatür küp, öğütme taşları, ağırlıklar, Fenike tarzı cam takılar dikkat çekmektedir. Ayrıca, Orta Tunç ve Geç Tunç Çağı’ndan kalma seramik buluntular da kazı alanında bulunmuştur.
Kalehöyük ve Japon Bahçesi, tarih ile doğanın, bilim ile sanatın, doğu ile batının buluştuğu bir merkez olma özelliğini taşırken, burası aynı zamanda Anadolu topraklarında geçmişe duyulan saygının da bir yansımasıdır. Kazılar ilerledikçe buranın hafızası daha da genişleyecek, Anadolu’nun kadim geçmişi yeni buluntularla gün yüzüne çıkmaya devam edecektir. Bugün burada geçmişin izlerini süren eller, aslında geleceğe uzanan bir köprü kurmaktadır. Bu topraklarda her taşın altında bir hikâye saklıdır, her keşif insanlık tarihine yeni bir ışık yakar ve her adım bizi geçmişimizle buluştururken geleceğe daha bilinçli bakmamızı sağlar…

Japonlarin. Anadoluya verdikleri derin saygıyı anlatan onemli bir aciklsma
Teşekkürler, başarılar