Seksen öncesi bizim neslin hikayesi…

Her şey karşılıklı konuşarak başladı Ecevitin köy kent procesi , Türkeşin tarım kenti projesi erbakanın başak traktör projesi vardı marxsistler işçi sınıfı tezini savunuyorlardı proletörye diktatörlügüne karşı direnen işçilerin emek ve sınıf mücadelesine halkı hazırlamak istiyorlardı , son aşama olarakta kominizim gelecek tüm insanlar eşit olacaktı , kominizim çöktü ama eşitligin hayali bile güzelmiş . Ülkücülerde kücük sermayalelerin birleşerek millet sektörünü , milli sermayeyi meydana getirecegini işçinin fabrikaya ortak olacagını patrona işçiyi ezdirmeyecegiz diye büyük bir coşku ile fikrimizi savunurduk. toprak agalarına isyan eden marksistlerin fikrine karşı dokuz ışıgın köycülük umdesinin acılımı tarım kentleri fikrini ortaya koyardık on köyün birini cazibe merkezi haline getirip tarımla teknolojiyi buluşturacagız kücük cifcinin önünü acacagız deyerek fikren üstünlügümüzü anlatırdık . , zengin cocukları okuyor fakir cocuklarına okuma fırsatı verilmiyor diyordu marksisler bizlerde milliyetci egitim sistemini anlatıyorduk zeki kabiliyetli olan Türk cocuklarını devlet tesbit edip her türlü maddi manevi takip ve koruma altına alınıp zeki cocukların heba olmasına müsade etmeyecegiz gelecegin Türkiyesini zeki ve kabiliyetli türk cocukları ile inşaa edecegiz diyorduk . Her idoloji her siyası merkez aslında köy diyordu. üretim diyordu . o gün karşılıklı savunulan fikirlere bu gün daha cok ihtiyac var , çünki üretmiyoruz kendi kendine yeten on tarım ülkesinden biri degiliz artık . Seksen öncesi her siyasi görüşün Egitim , Tarım , sanayileşme fikirleri küresel emperyalizme alternatif yeni bir Harmanlama ile yeni bir yapılanma meydana gelecektir . Türkiyenin her alanda üretmekten başka bir cıkış yolu yoktur , tabiki kolay degil seksen öncesi bu fikirler karşılıklı konuşulurken aynı namludan cıkan mermiler ülkücüleride marksist türk cocuklarınıda katletti Sonradan bunları planlayanların amerikanın cocukları oldugunu ögrendik . bu günün Türk siyasetin’de böyle fikirler yok artık , eger olsaydı Türk tarımı ve zıraati 4milyon yaşlı cifciye kalmazdı , saman dışarıdan ithal edilmezdi . Küresel emperyal odaklar milli ve insani fikirlere müsade etmiyor . Yeni dünya düzeninde küresel güclere biat etmiş ikdidarlar ve mualefetler meydana getirmek istiyorlar . ilac sektörü sürekli ilac satabilecegi ömrünün yarısı ilac kulanarak gecen saglıksız insan toplulukları oluşturmak istiyor . Yargılamıyan , sorgulamayan egitim sısteminin ürünü ciplerle idare edilen Sürü mantıgında bagımlılık kotları belirlenmiş bir nesil meydana getirmek isteniyor . Dünya nufusunu hastalıklarla azaltıp cinsiyetsiz ve miliyetsiz insan sürüleri meydana getirmek isteniyor Tarımda GDO lu tohum politikası ile gıdada bagımlı küresel emperyalizmin kuklası ikdidarlar isteniyor , vatan ve millet bilincinden uzak, sermayeye esir olmuş , biyolojik harbe yenilmiş , cinsiyet ve üreme sorunu yaşayan dünya emperyal güclerine ara elaman yetiştiren üniversite anlayışı ile küresel güclerin atadıgı vali olma yarışına girmiş sözde demokrasi ile yönetilen bir dünya düzenine zorlanıyoruz , Sapkın dizi ve programlarla dini soylemler ile dünyanın bu gerceklerini fululaştıran medya töröstü ile karşı karşıyayız . Şimdi sınıf kavgası yapacak , proletörya diktasına dikilecek yürekli solculara ihtiyac var . hayal bile olsa hatta cökse bile insanlar eşit olsun diyen koministlerle ihtiyac var . Tarım kentleri diyen millet sektörü diyen, işçi fabrikaya ortak diyen .zeki türk cocuklarını devlet korumaya alsın okutsun diyen ülkücülere bu gün daha cok ihtiyacı var küresel emperyalizim ülkücülerin millisini solcuların insani olan her düşüncesini ret ediyor bu yazdıklarımı yeni nesil belki anlayamaz , Aslında vatandaşlar arasında sürekli düşmanlık olmamalıdır . şimdi zaman küresel emperyalizme karşı dik duranların birbirini bulma zamanıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir