Paris merkezli AB Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü (EUISS), Türkiye’nin küresel ölçekte yükselen konumuna dikkati çeken “Türkiye’nin Dünyadaki Kartları” başlıklı bir rapor yayımladı.
Raporda, “Türkiye’nin dünyanın çeşitli bölgelerindeki ayak izi genişledi. Bu, sadece ekonomik açıdan değil, aynı zamanda ülkenin eğitim girişimlerinde ve Türk televizyon dizilerinin Afrika, Orta Doğu, Güney Kafkasya ve Batı Balkanlar’da izleyiciler tarafından beğenilmesinde de görüldüğü gibi yumuşak gücünü başarılı bir şekilde yansıtmasında da açıkça görülmektedir.” ifadesi kullanıldı.
Türkiye’nin Batı Balkanlar, Güney Kafkasya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ile Afrika’daki etkinliğini 4 bölümde inceleyen raporda, Türkiye’nin, sadece ekonomi alanında değil, eğitim kurumları ve dizi sektöründe de söz konusu coğrafyalarda adından söz ettirmesiyle “yumuşak gücü başarılı bir şekilde yansıtırken”, savunma sanayisindeki atılımlarıyla “yelpazenin sert güç ucunda da önemini artırdığı” vurgulandı.
Raporda, son 20 yılda Türkiye’nin özellikle söz konusu bölgelere hızla açıldığı ve burada yakın ilişkiler kurduğu belirtildi.
Raporda, “Kültürel ihracat ve teknolojik ilerlemelerin bu birleşimi, diplomatik hüner, ekonomik genişleme ve güçlü askeri yeteneklerden oluşan açık hedefleri olan bir ülkenin resmini çiziyor.” ifadesine yer verildi.
“Türkiye’nin çok yönlü ve uyarlanabilir yaklaşımı, başarısının anahtarıdır. Ankara, diplomatik araçlar ve hedefe yönelik iletişimden oluşan çok çeşitli bir ‘araç kutusu’ kullanarak bu dört bölgede önemli bir oyuncu olarak ortaya çıktı.” değerlendirmesinin yapıldığı raporda, ülkenin, bu stratejiyle “güçlü ve güvenilir bir ortak imajını güçlendirdiği” bildirildi.
Batı Balkanlar
Coğrafi konumu, nüfus büyüklüğü, NATO açısından stratejik ve askeri öneminin Türkiye’yi Batı Balkanlar’da AB için önemli bir ortak yaptığına işaret edilen raporda, “Türkiye, özellikle bölge ülkelerinin Avrupa-Atlantik hedeflerine verdiği destek nedeniyle, AB’nin Batı Balkanlar’a yönelik stratejik çıkarları açısından hayati öneme sahip olmaya devam ediyor.” ifadesi kullanıldı.
Raporda, Türkiye’nin Batı Balkanlar’da dengeleyici bir güç olarak hareket ettiğine, NATO, AB ve BM barışı koruma misyonlarına katılımını artırdığına ve bölge ülkeleriyle askeri işbirliğini geliştirmeye devam ettiğine değinilerek, “Türkiye’nin son teknoloji ürünü dron ihracatçısı konumu, yalnızca Balkanlar’da değil, AB ve ABD nezdindeki diplomatik duruşunu da güçlendiriyor.” değerlendirmesi yapıldı.
“Türkiye, dünya genelinde eğitim ve kültür kurumları, araştırma enstitüleri ve dil merkezlerinden oluşan geniş bir ağ kurmuştur.” ifadesi kullanılan raporda, bunların arasında en öne çıkanları TİKA, Yunus Emre Enstitüsü ve Maarif Vakfının Batı Balkanlar’da son derece faal olduğu vurgulandı.
Raporda, “Medya varlığı açısından Anadolu Ajansı (AA), Saraybosna ve Üsküp’teki beş dilde (Arnavutça, Boşnakça, Hırvatça, Makedonca ve Sırpça) yayın yapan bölge ofisleriyle Türk yumuşak gücünün bölgedeki önemli bir aracıdır.” ifadesine yer verildi. Raporda, 2015’ten bu yana bölgede aktif AA’nın, söz konusu dillerde on binlerce haber, görüntü ve fotoğraf servis ettiği belirtildi.
Raporda ayrıca TRT’nin, 2022’de faaliyete geçtiği Üsküp’ten yayın yaparak, bu bölgede ve Balkan diasporası için 30 milyon seyirciye hitap ettiği aktarıldı.
“Türkiye, AB’nin bölgedeki stratejik çıkarlarını sürdürmesinde kilit bir rol oynuyor. Bu, Ankara’nın Avrupa-Atlantik entegrasyonuna ve bölgesel işbirliğine verdiği sarsılmaz destekten kaynaklanıyor.” tespitine yer verilen raporda, Türkiye’nin her bir Batı Balkan ülkesinin kendine özgü koşullarına yönelik diplomasi faaliyetleriyle önemli bir bölgesel güç olmaya devam ettiğinin altı çizildi.
Türk dizilerinin Balkanlar’da artan popülaritesine de değinilen raporda, “Türkiye, İngilizce konuşulmayan ülkelere dizi ihracatında dünya lideri olup, dünya çapında ABD ve İngiltere’den sonra üçüncü sırada yer alıyor ve 152 ülkede 750 milyon izleyiciye ulaşıyor.” bilgisine yer verildi.
Raporun, “Türkiye, Batı Balkanlar’da kartlarını masaya koyuyor” başlıklı bölümünde, Türkiye’nin ekonomi politikalarının uluslararası hedeflerine hizmet ettiği vurgulandı.
“Ekonomik ilişkiler Türkiye’nin bölgedeki diplomatik ilişkilerinin temel dayanağını oluşturuyor.” ifadesi kullanılan raporda, “Türkiye, ticaretin ötesine geçerek altyapı, bankacılık ve imalat gibi hayati sektörleri de kapsayacak şekilde genişleyerek güçlü bir ekonomik varlık oluşturdu.” değerlendirmesi yapıldı.
Raporda, AB’nin Balkanlar’da en büyük ekonomik aktör olmasına rağmen, Türkiye’nin yatırımlarını artırdığına işaret edildi.
Türkiye’nin, altyapı gelişimine yönelik yatırım yapmaya odaklanmasıyla tanındığı ve Batı Balkanlar’ın da istisna olmadığı belirtilen raporda, Türkiye’nin bölge ülkeleriyle ticarete önem verdiği ifade edildi.
Türk Hava Yolları (THY) vurgusu
Raporda, “Türkiye’nin küresel ekonomiye daha derinden entegre olmasının ve ekonomik büyümeyi teşvik etmesinin yollarından biri de havacılık endüstrisidir.” ifadesi kullanıldı.
Ulusal hava yollarının yumuşak güç ve kamu diplomasisi araçları olarak hizmet edebileceği belirtilen raporda, hava yollarının bir ülkenin imajını destekleyebileceği ve ülkeyle olumlu uluslararası ilişkileri teşvik edebileceği vurgulandı.
Raporda, “İstanbul, Balkanlar da dahil olmak üzere Doğu ve Batı’daki pazarlardan yararlanmak için coğrafi olarak iyi bir konuma sahip. Türk Hava Yolları (THY) tüm Batı Balkan başkentlerine yaygın direkt uçuş ağıyla öncülük ediyor.” değerlendirmesi yapıldı.
Hava yollarının ilişkileri geliştirmekte önemine işaret edilen raporda, Türkiye’den THY’ye ilave olarak özel hava yolu firması Pegasus’un da Batı Balkan ülkelerinin başkentlerine sıkılıkla uçuşlar gerçekleştirdiği anımsatıldı.
Bir yanıt bırakın